Türkiye’de e-ticaret hacmi 2023’te 2022 yılına göre %115 artarak 1,85 trilyon Türk lirasına ulaştı. (yaklaşık 78 milyar dolar) İşlem sayısı ise bir önceki yıla göre %2 artarak 5,87 milyar adet oldu.
2023 yılında e-ticaret hacminin gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) içindeki payı (E-GSYH) bir önceki yıla göre %33 oranında artarak %6,8’e ulaştı. E-ticaret hacminden en büyük payı alan sektörler; 1. sektör 233 milyar TL ile beyaz eşya ve küçük ev aletleri 2. sektör 135 milyar TL ile elektronik ve 3. sektör 127 milyar TTL ile giyim, ayakkabı ve aksesuar oldu.
2023 yılında Türkiye genelinde e-ticaret yapan işletme sayısı 559.412’ye ulaştı.
Pazaryerlerinde e-ticaret faaliyeti yürüten işletme sayısı ise 540 bine yaklaşırken kendi sitesinden veya mobil uygulamasından e-ticaret faaliyetinde bulunan ETBİS’e kayıtlı işletmelerin sayısı 35 bini aştı.
İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Antalya, e-ticaret faaliyetinde bulunan işletmelerin en çok bulunduğu ilk 5 il olarak öne çıktı. E-ticarete uyum endeksine göre uyumu en yüksek il İstanbul oldu.
2023 yılında işlem hacmi olarak en yoğun dönem kampanyaların etkisiyle kasım ayı oldu.
Kasım ayında e-ticaret hacmi yıl genelindeki aylık ortalamaların %50 üstünde seyretti. 2023 yılında en yüksek işlem yapılan günler, Kasım ayı kampanyalarının etkisiyle 11 Kasım ve Öğretmenler Günü olan 24 Kasım oldu.
Sektör bazında aşağıdaki ürünler en çok satılan ürünler olarak dikkat çekti:
Giyim, ayakkabı ve aksesuar sektöründe, ayakkabı, gömlek, mont ve ceket, pantolon, elbise.
Elektronik sektöründe, cep telefonu, dizüstü bilgisayar, televizyon, ağ sistemleri, masaüstü bilgisayar.
Beyaz eşya ve küçük ev aletleri sektöründe, airfryer ve fritöz, klima, mutfak ve yemek aletleri, çamaşır makinesi, buzdolabı.
Gıda ve süpermarket sektöründe, meyve ve sebze, çay ve demleme içecek, et, deniz ürünleri ve yumurta, kahve.
Yemek sektöründe, hamburger, kebap, pizza, pide, döner, tatlı, dondurma.
En fazla sayıda kargo alan il %30 ile yine İstanbul oldu. Ankara, İzmir, Bursa, Antalya ve Kocaeli, İstanbul’u takip etti. En yüksek sayıda kargo alan ilçe ise Ankara iline bağlı Çankaya ilçesi oldu.
2024’te Türkiye’de e-ticarette 2023 yılındaki artışa oranla daha az bir artış olması bekleniyor. Bu artışta enflasyondaki gerileme ve genel anlamda alım gücünde görülen azalma etkili olacak gibi gözüküyor. Sektörel olarak bakıldığında beyaz eşya ve elektronik sektörlerinin yine ön planda olması beklenmekte.
İnternet dünyasının ilk günlerinden bu yana dijital pazarlama konusunda yazılmış sayısız yazı, bu alanda en yüksek dönüşümün nasıl sağlanabileceğini ve nasıl etkili sonuç üretilebileceğini anlatmaya çalışıyor.
Tüm bu çabaya rağmen, gerçekleştirilen araştırmalarda dönüşüm elde etmek konusu hala en büyük problemlerden biri olarak karşımıza çıkıyor.
Sitelere sürekli daha fazla kişi getirmek için çabalanıyor, bunun için önemli bütçeler harcanıyor, fakat sağlanan ticari sonuçlar bir türlü tatminkar seviyelere ulaşmıyor.
“Daha fazla” yerine “daha doğru” trafiğe öncelik verilmediği ve farklı beklentileri olan tüm farklı alt hedef kitlelere aynı şekilde davranıldığı için olabilir mi?
Pek çok pazarlama uzmanı, her insanın kendisine özel bir yapısı olduğunu ve kendi bakış açısı ile en çok örtüşen iletişim mesajlarına en olumlu tepkiyi vereceğini söylüyor.
Ama hemen herkesin katıldığı bu söylem, iş uygulamaya geldiğinde göz ardı ediliyor. Dijital pazarlama çalışmalarının neredeyse tamamı, az sayıda mesajı çok sayıda insana iletmek üzere kurgulanıyor.
Sen her insana kendisinden farklı biri gibi davranırsan, onun da senin iletişim mesajına ilgi göstermemesinden daha doğal bir şey olamaz.
2020 yılında web ortamı her zamankinden daha kalabalık ve insanların dikkatini çekmek her zamankinden daha zor. Geniş kitlelere sunulan standart pazarlama mesajlarının etkinliği çok düşük seviyelerde.
Sen farklı mesaj verebileceğin her kitleyi ayrıştırabilirsen, onların istekleri ile tam olarak örtüşen mesajları sunabilir, pek çok farklı mesaj arasından sıyrılıp en öne geçebilir ve etkili sonuç üretebilirsin.
Günümüz tüketicisi her gün yüzlerce pazarlama mesajı ile karşılaşıyor ve bunların neredeyse hiçbirini hatırlamıyor.
American Marketing Association (AMA) web sitesinde yer alan bir makalede, ortalama bir tüketicinin günde 10.000 pazarlama mesajı gördüğü (buzdolabındaki ürün etiketleri gibi mesajlar dahil) belirtiliyor.
Microsoft tarafından gerçekleştirilen bir çalışmada tüketicilerin günde 600 mesaja maruz kaldıkları söyleniyor.
New York Times web sitesinde yayınlanan bir makalede, şehirde yaşayan bir kişinin günde 5.000 mesaj gördüğü belirtiliyor. Makalenin temel aldığı araştırmaya katılan kişilerin yaklaşık yarısı, günümüzde pazarlama ve reklamcılığın kontrolden çıktığını düşünüyor.
The Guardian’da yayınlanan bir makalede ise günde yaklaşık 3.500 mesaj gördüğümüzden bahsediliyor. Gerçekleştirilen bir deneyde, 90 dakika içinde bir kişinin 100 markadan, 70 farklı formatta 250 reklam gördüğü söylenirken, bunlardan sadece 1 tanesini hatırlayabildiği vurgulanıyor.
Her gün, kullanıcılar Instagram’a 95 milyon fotoğraf yüklüyor, Twitter’da 500 milyon post yayınlıyor, YouTube’a 700.000 saatlik video yüklüyor, 281 milyar e-posta gönderiyor.
İnsan beyni her gün 34 gb. büyüklükte bilgi ile yükleniyor.
İnsanlar her gün gerçekleşen bu yoğun mesaj yağmurundan bunalmış durumdalar ve buna bir çözüm bulmaya çalışıyorlar.
Her gün karşılarına çıkan iletişim mesajı sayısı o kadar arttı ki, insanlar artık okumuyor, sadece göz gezdiriyor, ta ki karşılarında gerçekten ilgilendikleri bir şey görene kadar.
İşte tam da bu nedenle, vereceğin mesajın alacak kişi ile tam olarak örtüşmesi gerekiyor.
İnsanları Birkaç Saniye İçinde Nasıl Etkileyebilirsin?
Bir kişi mobil telefonunu günde 47 defa kontrol ediyor, gençlerde bu rakam 86 defaya yükseliyor. 10 kişiden 9’u sabah kalktıktan sonra bir saat içinde mobil telefonunu kontrol ediyor.
Bu mikro anlarda genellikle içerikleri gözleriyle tarıyor, kendi bakış açıları ile örtüşmeyen içerikleri hızlı bir şekilde geçiyorlar.
Microsoft tarafından 2.000 katılımcı ile gerçekleştirilen bir çalışmada, dikkat süresinin (attention span) 8 saniyeye düştüğü ortaya çıktı.
Faceboook, mobil kullanıcıların bir içeriği incelemek için ortalama olarak sadece 1,7 saniye harcadığını söylüyor.
Bu kişiler interneti yoğun olarak kullansalar da, dikkatleri bölünmüş durumda ve onları etkilemek için sadece birkaç saniyen var.
Bu kadar kısa sürelerde insanların ilgisini kazanmak için, bakış açısı farklı olan kişileri ayırmalı ve her gruba bir bakışta algılayacakları odaklı mesajları vermelisin.
Geniş kitlelere genel mesajlar vermek günümüzde artık etkili bir sonuç üretmiyor.
Başarı için doğru kişiye, doğru zamanda, doğru mesaj vermelisin. Bunu başarmanın yolu ise Böl ve Fethet Yöntemini uygulamak.
Google’da günde 6 milyar, yılda 2 trilyon arama yapılıyor. Dünya çapında hemen herkes Google kullanıyor.
Bu durum web sitesi yöneticilerini heyecanlandırıyor. Herkes Google arama sonuçlarında önde gelip, ücret ödemeden web sitelerine ziyaretçi akını olsun istiyor.
Bu da önemli bir rekabet yaratıyor. Google’da indeksli sayfa sayısı 1998 yılında sadece 26 milyon iken, 2008 yılında 1 trilyon ve 2016 yılında 130 trilyon seviyesini aştı.
Herkes Onu İkna Etmek İçin Çalıştıkça, 2020 Yılında Google Site Sahiplerine Daha Az Güveniyor
2000’lerin başında Google, ona her söylenene inanan saf bir kişi gibiydi. Web sayfalarında yazan her kelimeye inanıp, bunları temel alarak siteleri arama sonuçlarında önde getiriyordu.
Bugün artık pek çok kişinin kendisini kandırmaya çalıştığının bilinci ile hareket eden Google, kendisini yanıltmaya çalışanları anlamak için çeşitli kontrol sistemleri kullanıyor. Panda algoritması ile web sitesi içeriklerini, Penguen algoritması ile siteye gelen bağlantıları denetliyor. Kandırılmadığından emin olmak istiyor.
Tek konuya değil, çok sayıda konunun bileşimine bakıyor.
Bu nedenle günümüzde SEO çalışmasında başarılı olmak istiyorsan, tek bir konuya değil, araştırma ve strateji geliştirme, site üstünde çalışmalar, site kullanışlılığı ile ilgili çalışmalar, bağlantı geliştirme ve web genelinde çalışmalar, arama sonuç sayfasına yönelik çalışmalar gibi pek çok konuya odaklanmalısın.
2020 Yılında SEO Projesinde Başarının 5 Adımı
Pek çok SEO projesi, dar bir kapsam ile site üzerinde kelime çalışmaları ve bağlantı geliştirme konularına odaklanır. Ancak bu durum çoğu zaman istenilen sonuçları üretmekte yeterli olmaz.
2019 yılında etkili sonuç elde etmek istiyorsan, SEO projesinin aşağıdaki 5 aşamasında da başarılı olmak zorundasın.
1. Araştırma, Strateji Belirleme & Anahtar Kelime Seçimi
Şirketler genellikle bu aşamayı zaman kaybı olarak görüyor, boşa para ödedikleri ve hiçbir çalışma yapılmayan bir dönem olarak değerlendiriyorlar.
Sitelerinin, istedikleri her kelimede hemen önde geleceğini düşünüp, bu kelimeleri söyleyip hemen önde gelmeyi bekliyor ve bir strateji geliştirmenin gereğini anlamıyorlar.
Oysa bu aşama oldukça önemlidir. Bu aşama olmazsa, sonuç alamayacağın bir proje içinde para, emek ve zaman kaybedebilirsin.
2. Site Üzerinde SEO
100 üzerinden 30 – 40 puan
Site üzerinde SEO uygulaması yapmak kesinlikle gereklidir ancak 2019 yılında artık tek başına yeterli değildir.
Web siten üzerinde çok iyi bir çalışma yaparak, mükemmel derecede SEO uyumu sağlasan bile Google’dan 100 üzerinden ancak 30-40 puan alırsın. Bu da, önde gelmek için 100 üzerinden 80 puan gerektiren rekabetçi kelimelerde siteni ilk sayfaya taşımak için yeterli olmaz.
3. Teknik SEO
100 üzerinden 20 – 30 puan
Google son dönemde sitelerin yazılım altyapılarının etkili şekilde çalışmasına ve sitelerin kullanışlılığına giderek daha çok önem vermeye başladı.
Bu durum, başarılı bir SEO çalışması için artık yazılımcıların da işin içine girmesini gerekli kılıyor.
Örneğin, sitenin yavaş açılıyor olması SEO açısından negatif etki yapıyor, sitenin hızlandırılması için kodlar tarafında yazılımcıların çalışma yapması gerekiyor.
Günümüzde SEO çalışmalarında Google’ın 100 üzerinden verdiği puanlardan 20-30 puan bu bölümden geliyor.
4. Bağlantı Geliştirme
100 üzerinden 40 puan
Web siten üzerinde yaptığın çalışmalar ile Google’a sitenin arama yapılan kelime ile ilgili olduğunu ve ziyaretçiler açısından kullanışlı bir yapıda olduğunu anlatmaya çalışıyorsun.
Google ise bunu yeterli görmüyor ve web ortamında senin ne kadar popüler olduğuna da bakıyor.
Web ortamında diğer sitelerden aldığın bağlantılar, diğer sitelerde alan adının geçiyor olması, marka isminin yaygın kullanılması ve sosyal medyadaki popülerlik durumun gibi konular sana 100 üzerinden 40 puan getiriyor.
5. Arama Sonuç Sayfası (SERP) Çalışmaları
Web siten üzerinde ve web ortamında büyük emek vererek yaptığın çalışmaların bir sonuca varması için bu aşama çok önemlidir.
“Ne var bunda, arama sonuçlarında önde gelince zaten tıklanacağım.” diye düşünme.
Google’ın elinde, hedef kelimelerinde arama sonuç sayfasında her sonucun hangi oranda tıklandığı ile ilgili detaylı bilgi var. Başka bir siteyi düşürüp, yerine seni getirdiğinde ondan daha az mı, daha çok mu tıklama alacaksın?
Diyelim ki tıklandın. İnsanlar sitende kalıyor mu, arama sonuç sayfasına geri mi dönüyor?
Bu önemli. Çünkü normalden az tıklama alıyorsan ya da tıklayıp sitene gelen kişiler arama sonuç sayfasına geri dönüp başka sonuca tıklıyorsa, çok kısa zamanda sonuçlardan düşeceksin ve SEO çalışmalarında gerçekleştirdiğin tüm çaba boşa gidecek.
2020 Yılında Google’da Önde Gelmek İçin Ne Yapmalısın?
Siten İçin En Uygun Stratejiyi Belirle
Doğru Anahtar Kelimeleri Nasıl Seçebilirsin?
Site Üzerinde SEO
Teknik SEO
Sitene Bağlantı Sağlamak & Web Genelinde Popülerlik
Yerel SEO, Öne Çıkarılmış (Featured) Snippet Yapısı İçinde Başarılı Olmak, Ses ile Arama
2020 Yılının Öncelikli Konusu: Her Gün Yüzlerce Mesaj Gören Kişinin Dikkatini Reklam Mesajı ile Çekmek
Önce 2020 yılına bireylerin internet kullanma alışkanlıkları üzerinden bakalım:
* Günümüz tüketicisi her gün yüzlerce pazarlama mesajı ile karşılaşıyor ve bunların neredeyse hiçbirini hatırlamıyor.
* İnsan beyni her gün 34 gb. büyüklükte bilgi ile yükleniyor.
* İnsanlar internette bölünmüş anlarda yaşıyorlar. Gençler mobil telefonunu günde 86 defa kontrol ediyor. Bu mikro anlarda genellikle içerikleri gözleriyle tarıyor, kendi bakış açıları ile örtüşmeyen içerikleri hızlı bir şekilde geçiyorlar.
* Dikkat süresi (attention span) 8 saniyeye düştü.
* Kullanıcılar Faceboook üzerinde bir içeriği incelemek için sadece 1,7 saniye harcıyor.
İnsanlar Reklam Görmek İstemiyor ve Reklamlara Güvenmiyor.
İnsanlar her gün gerçekleşen bu yoğun mesaj yağmurundan bunalmış durumdalar ve buna bir çözüm bulmaya çalışıyorlar. Online reklam engelleyici program kullanımı hızla artarak 600 milyon kullanıcının üstüne çıktı.
Pek çok örnekte banner tıklama oranları binde 1’lerin altında kalıyor.
Mobil reklam tıklamalar büyük ölçüde yanlışlıkla gerçekleşiyor.
Bir mobil reklama isteyerek sık olarak tıklarım diyenler %8 seviyesinde kalıyor, bazen tıklarım diyenler ile bu oranın ancak %30’lara yükseliyor.
Nielsen Global Trust in Advertising araştırmasına göre insanların %92’si tanıdıkları kişilerin önerilerine ve %70’i online ortamdaki müşteri görüşlerine güvenirken, mobil cihazlardaki metin reklamlara güven oranı %29’da kalmıştır.
Hubspot sitesinde yayınlanan bir diğer araştırmada, insanların %81’inin aile ve arkadaşlarının önerilerine bir ticari işletmenin önerisine oranla daha fazla güvendiği ortaya çıkmıştır. Katılımcıların %69’u reklamlara ve %71’i sosyal medyada yer alan sponsorlu reklamlara güvenmediğini söylemiştir.
Hubspot sitesinde yer alan bir araştırmada memnun olunmayan reklam modellerinde pop-up reklamlar %73, cep telefonunda gözüken reklamlar %70 oy almıştır.
Online reklamların 2-3 sene önceye göre daha rahatsız edici olduğunu söyleyenlerin oranı %91’e ulaşırken, imkanım olsa mobil reklamların tamamını engellemek isterdim diyenlerin oranı %83 seviyesinde gerçekleşmiştir.
Peki, Bu Kişileri 2020 Yılında Reklam ile Nasıl Etkileyebilirsin?
2020 yılında Böl ve Fethet Yöntemi ile Dijital Reklam Dönüşümünü En Üst Noktaya Nasıl Çıkarabilirsin?
2007 yılında 373 milyon kişi olan sosyal medya global kullanıcı sayısı, 2012 yılında 1 milyar kişi seviyesini aştı ve 2017 yılında 3 milyar kişiye yaklaştı. Sadece Facebook’un 2,1 milyar üyesi var.
Instagram’a her gün 95 milyon fotoğraf yüklenirken, 4,2 milyar beğeni oluşuyor. Twitter’a günde 500 milyon post giriliyor.
İnsanlar sosyal medyayı kullandıkça, hedef kitleleri bu platformlarda yer alan markalar için de bu ortamda bulunmak vazgeçilmez oluyor.
2020’nin Önde Gelen KonusuDönüşüm Sağlamak ve Düşen Organik Erişim ile Mücadele
Markalar bir yandan sosyal medyanın yapısının bu olduğu düşünüp, insanları eğlendirecek içerikler paylaşıyor, diğer yandan araştırmalarda en büyük problem olarak sosyal medyadan ticari sonuç (ROI) elde etmek konusunu belirtiyorlar.
2017 yılında 111 ülkede 2.738 sosyal medya profesyoneli ile gerçekleştirilen “State of Social Marketing” raporunda hem ajanslar hem de markalar için en büyük zorluk %58,7 ile açık ara dönüşüm ölçümlenmesi oldu. Onu %33,6 ile sosyal medyayı ticari hedeflere bağlamak izledi. Diğer 10 konu %30’un altında puan aldı.
Öte yandan haber akış sayfasında artan rekabet, hikayeler formatının öne çıkması ve sosyal platformların reklam verilmesini teşvik etmesi gibi nedenler ile sosyal sitelerde organik erişim giderek azalıyor.
Facebook üzerinde Ekim 2013 tarihinden başlayarak sadece 5 ay içinde %12’den %6 seviyelerine gerileyen organik erişim düşüşü, Haziran 2019 tarihinden başlayarak Instagram’da da etkili olmaya başladı.
Bu durum, zaten dönüşüm yaratmakta zorlanan markaların işini 2020 yılında daha da zorlaştıran bir etken olarak ortaya çıkıyor.
Black Friday yaklaşıyor ve sizin gibi diğer perakendeciler de kampanyalar ile bu güne hazırlanıyor. Yükselecek reklam ücretleri ve oluşacak iletişim karmaşası içinde pek çok marka bu dönemde istediği sonucu almakta zorlanacak.
Peki, siz ne yapabilirsiniz? Satışlarınızı nasıl en üst noktaya çıkarabilirsiniz?
İşte 10 etkili taktik:
BONUS ÖN MADDE: İSİM KONUSUNA ÇOK DİKKAT EDİN!
Eski dönemlerde muhasebe kayıtları tutulurken bir işletme karda ise kar rakamı siyah, zarardaysa zarar rakamı kırmızı ile gösterilirdi.
Yılsonu alışveriş döneminin başlamasını simgeleyen Black Friday ismindeki siyah kelimesi buradan gelir ve işletmelerin kara geçtikleri dönemi simgeler. Dolayısıyla siyah kelimesi kötü ya da negatif bir anlam ile değil, pozitif bir anlam ile kullanılır.
Ancak genel kitlelerin bilmediği bu anlam, Türkçe’de siyah ya da daha kötüsü kara olarak kullanıldığında negatif bir anlam içerir ve hele bir de Cuma günü ile bir arada kullanıldığında yanlış anlaşılır.
Bu nedenle, kampanyalarınızda özensiz bir çeviri ile Siyah Cuma ya da Kara Cuma olarak kullanmak çok büyük bir hata olacaktır. Bunun yerine Muhteşem Cuma ya da Sürprizli Cuma gibi kullanabilir ya da Cuma yerine hafta sonu olarak düzenleyebilirsiniz.
Gelelim 10 maddemize:
ÖNCEDEN İLGİ YARATIN, SAHNEYE ÇIKMADAN TÜM HAZIRLIKLARINIZI EKSİKSİZ YAPTIĞINIZDAN EMİN OLUN!
Müşteriler o gün muhtemelen pek çok site gezecektir. Bu dönem öncesinde sitenizde check-up gerçekleştirin, sitenizin tüm cihazlarda düzgün ve hızlı bir şekilde açıldığından, çalışmayan bir sayfa olmadığından emin olun. Mobil ziyaretçilerin %53’ü 3 saniye içinde açılmayan bir web sayfasını terk ediyor, sayfa yükleme süresinin 1 saniyeden 5 saniyeye çıkması, hemen çıkma oranını (bounce rate) %90 oranında arttırıyor.
Black Friday kampanyalarınızı önceden planlayın, test edin, çalıştığından emin olun. Önceden bildiğiniz ve iyi dönüş alacağınızdan emin olduğunuz kampanyaları uygulayın, yeni şeyler denemeyin.
Sitenizde bu kampanya için şimdiden özel açılış sayfanızı (landing page) oluşturun, test edin.
“Size muhteşem Black Friday fırsatlarını haber verebilmemiz için” gibi bir açıklama ile sitenize gelen kişilerden e-posta adreslerini almaya odaklanın.
Kampanyadan en az bir hafta öncesinden başlayarak sitenizde ve diğer dijital pazarlama çalışmaları ile ön bilgi verin ve ilgi yaratın. İlgiyi zirveye çıkardığınızda kampanyanıza başlayın.
ERKEN BAŞLAYIN, ERTELENMİŞ TALEBİ KENDİNİZE ÇEKİN, KAMPANYANIZI HERKESİN GÖRMESİNİ SAĞLAYIN!
Pek çok tüketici, avantajlı alışveriş fırsatlarını yakalamak için Kasım ayı içindeki alım talebini bekletir.
Bu bekleyen talebi kendinize çekmek için kampanyanıza erken başlamayı düşünün. Geçen sene bunu yapan şirketleri gördük. Erken talebi toplayıp iyi satış yaptıkça diğer şirketler de erken başlayacaktır.
Bu sene siz erken başlayın. Gerekirse “Muhteşem Hafta” gibi bir yaklaşım kullanın. Müşterilerin belli bir bütçeleri ve kafalarında almak istedikleri belli ürünler vardır. Erken davranan markalar Kasım ayı başından beri bekleyen bu talepten faydalanır.
Kampanyanızı sitenize gelen herkesin mutlaka görmesini sağlayın. Sadece ana sayfaya bir adet slider koymak çok kötü bir karardır. Tüm sayfalara mesajınızı kolay gözükecek şekilde yazın ya da sitenin en üst bölümünde göze çarpan renkte bir bant kullanın.
FİYATA GERÇEKTEN ODAKLANIN, NORMALDE OLMAYAN KİŞİLER BİLE FİYAT ODAKLI OLACAK!
Bu dönemde normalde olmayan kişiler bile fiyat odaklı olacak ya da en azından bundan etkilenecektir. Bu nedenle kalite vurgusu ya da farklı açıklamalar ile zaman kaybetmeyin.
Fiyata odaklanın ama gerçekten odaklanın. Tüm ürünlerde mümkün değilse en azından belli bir ürün grubunu çok cazip hale getirin. Bunları duyurarak insanları sitenize çekin.
İnternet müşterileri almak istedikleri ürünler ile ilgili fiyatları zaten takip ediyor. Fiyatları önce yükseltip, sonra indirmek gibi işe yaramayacak stratejiler ile onları kandırmaya çalışmayın.
Gerçekten uygun fiyatlama yaptığınız ürünleri ana sayfada ve kategori sayfalarında ön plana çıkarın.
“Sayılı ürün” gibi bir söylem ile insanları daha hızlı karar vermeye zorlayabilir, “gün içi 1 saat sürecek şok indirimler” gibi bir söylem ile sitenizi sürekli takipte tutmayı deneyebilirsiniz.
VİRAL YAYILMA İÇİN GEREKLİ DÜZENLEMELERİ YAPIN!
Eğer gerçekten insanları motive edecek bir kampanyanız varsa, insanlar fikirlerini almak ya da haberdar etmek için bunu tanıdıklarına da göndermek isteyecektir.
Siz de bunu mümkün kılmak için sitenizde gerekli düzenlemeleri yapın. Sitenize “arkadaşına haber ver” gibi bir özellik ekleyin. Ürün sayfalarınızda mutlaka sosyal medya paylaşım butonları kullanın.
REKLAM STRATEJİLERİNDE AKILCI DAVRANIN!
Her sene olduğu gibi bu dönemde reklam fiyatları yine oldukça yükselecek. Rekabet artacak, bütçeler arttırılacak, müşteriler mesaj yağmuru altında kalacaklar.
Bunu göz önüne alarak, öncelikle sonuç odaklı kelimelere ve size satış yaratacağından emin olduğunuz ürünlere odaklanmak iyi bir tercih olacaktır.
Geniş kitlelere sunacağınız genel kelimeler bütçenizi hızla tüketir ve gün ortasında bitirebilir. Gerekirse reklam yayın saatlerinizi optimize etmeyi deneyebilirsiniz.
Marka isminiz ile kullandığınız reklamlarınıza çok önem verin. Sizi bilen ve tanıyan kitleden en iyisini elde edin. Bu döneme uygun olan alışveriş, normal ve dinamik yeniden pazarlama reklamlarınızı etkili kullanın.
E-bülten gönderimine ek olarak Gmail reklamları ile müşterilerin e-posta kutularında bulunun. Bu kişiler o gün gelen e-postaları takip edeceklerdir.
BÖL VE FETHET YÖNTEMİNİ DEVREYE ALIN!
Günümüz tüketicisi her gün yüzlerce pazarlama mesajı ile karşılaşıyor ve bunların neredeyse hiçbirini hatırlamıyor. İnsan beyni her gün 34 gb. büyüklükte bilgi ile yükleniyor.
İnsanların dikkat süresi birkaç saniyeye düşerken, kullanıcılar Faceboook üzerinde bir içeriği incelemek için sadece 1,7 saniye harcıyor.
Her gün, kullanıcılar Instagram’a 95 milyon fotoğraf yüklüyor, Twitter’da 500 milyon post yayınlıyor, YouTube’a 700.000 saatlik video yüklüyor, 281 milyar e-posta gönderiyor.
Her gün karşılarına çıkan iletişim mesajı sayısı o kadar arttı ki, insanlar artık okumuyor, sadece göz gezdiriyor, ta ki karşılarında gerçekten ilgilendikleri bir şey görene kadar. İşte tam da bu nedenle, vereceğiniz mesajın alacak kişi ile tam olarak örtüşmesi gerekiyor.
Bunu başarmak için mesajınızı vereceğiniz kitleyi alt gruplara bölmeli ve her grup ile odaklı olarak iletişim kurmalısınız.
Dijital Pazarlama Stratejileri kitabında ve Dijital Pazarlama 2020 Eğitim Programı ve Workshop içinde bu yaklaşımın detaylandırılmış halini bulabilirsiniz.
SOSYAL MEDYAYI EN ETKİLİ ŞEKİLDE KULLANIN!
Sosyal medya yoğun olarak kullanılıyor ancak girdiğiniz postların organik erişimi giderek azalıyor. Son olarak Instagram da Facebook’un izinden giderek organik erişimi kısmaya başladı.
Bu nedenle yoğun bir iletişim trafiği yaşanacak Black Friday döneminde girdiğiniz postlara reklam desteği vermeniz gerekiyor.
Post planlamasını önceden yapmalı, kampanyanız başlamadan önce iletişime başlamalı, ilgi yaratmalı ve ilgi zirvedeyken kampanyaya başlamalısınız.
Bu dönemde marka iletişiminize çok aykırı değilse Black Friday ile ilgili güncel etiketleri kullanmak da fayda sağlayacaktır.
E-BÜLTEN STRATEJİNİZİ DİKKATLE HAZIRLAYIN!
Yıllar içinde biriken mevcut üye kitlenize bu dönemde öncelikli olarak odaklanmalısınız.
Çalışmalara başlarken mutlaka üye listenizi gözden geçirin ve yapabiliyorsanız daha önce alışveriş yapmış müşterilerinizi ve üye olmuş ancak hiç alışveriş yapmamış kitleyi ayırın.
Böl ve Fethet yaklaşımına uygun olarak bu kitlelere farklı ürünleri ön plana çıkarabilirsiniz. Daha önce hiç alışveriş yapmamış kitleye odaklı mesaj verebilir, daha uygun fiyatlı ürünleri ön planda sunabilir, alışveriş avantajlarına ve güven unsuruna yer verebilirsiniz.
Diğer kanallarda olduğu gibi kampanyanız başlamadan önce iletişime başlamalı, ilgi yaratmalı ve ilgi zirvedeyken kampanyaya başlamalısınız.
SİZİNLE YENİ TANIŞAN MÜŞTERİLERİ ETKİLEYİN
Black Friday döneminde yaşayabileceğiniz yoğunluk sizi siparişleri üstünkörü hazırlamaya itmesin.
Tam tersine tüm siparişlere özel ilgi gösterin ve özellikle yeni kazandığınız müşterileri sizden sürekli alışveriş yapacak mutluluk seviyesine ulaştırın.
Siparişlere şeker, çikolata gibi küçük eklemeler yapmayı düşünün. Belki sonraki siparişler için önceden duyurmadığınız özel bir indirim verin. Bu küçük sürprizler çok olumlu karşılanacaktır.
O GÜN ALMAYANLARI SONRASI İÇİN MOTİVE EDİN!
İyi bir çalışma ile güzel bir satış yaptınız. Harika!
Ancak hala o gün sitesine gelen çok sayıda kişiden satın alma yapmayan büyük bir kitle var. Bu kitle sitenize gelen kişilerin %90’ından fazlasını oluşturuyor.
Takip eden günlerde bu kitleye odaklanın ve örneğin sitenize sadece son bir hafta içinde gelen kişilere yönelik ek bir kampanya yaparak onları motive edin.
Black Friday döneminin hemen ardından gelen Cyber Monday dönemini bu amaçla değerlendirebilirsiniz.
+ BONUS EK TAKTİK:
Rakiplerinizin Black Friday dönemindeki iletişimini yakından takip etmek amacıyla, daha önce yapmadıysanız mutlaka onların e-bültenlerine üye olun. (Ancak tercihen bunu şirket uzantılı e-posta adresiniz ile yapmayın.)
Aynı mantık ile rakiplerinizin sitelerini ve sosyal medya sayfalarını takip edin.
BLACK FRIDAY ÇALIŞMALARI KONTROL LİSTESİ:
İsim konusuna karar verdiniz mi? (İyi bir seçim yapın, Siyah Cuma ya da Kara Cuma olarak kullanmaktan kaçının.)
Black Friday dönemi öncesinde sitenizde check-up gerçekleştirdiniz mi? (Sitenin hızı, tüm cihazlarda düzgün çalışıyor olması, çalışmayan bir sayfa bulunmaması, vb.)
Kampanyalarınızı önceden planlayıp, test ettiniz mi? (Önceden bildiğiniz ve iyi dönüş alacağınızdan emin olduğunuz kampanyaları uygulayın, yeni şeyler denemeyin.)
Sitenizde kampanyanız için şimdiden özel açılış sayfanızı (landing page) oluşturup, test ettiniz mi?
Sitenize gelen kişilerden e-posta adreslerini alırken “Size Black Friday muhteşem fırsatlarını haber verebilmemiz için” gibi ekstra teşvik yazısı eklediniz mi?
Kampanyadan en az bir hafta öncesinden başlayacak iletişim planınızı yaptınız mı?
Erken talebi kendinize çekmek için kampanyanıza erken başlamayı değerlendirdiniz mi?
Kampanyanızı sitenize gelen herkesin mutlaka görmesini sağlamak için çalışma yaptınız mı? (Sadece ana sayfaya bir adet banner koymak çok kötü bir karardır.)
Ürün fiyatlarını odak noktasına aldınız ve ne yapabileceğinizi planladınız mı?
Öne çıkarılacak ürünleri ya da ürün gruplarını belirlediniz mi?
Viral yayılımı desteklemek için sitenize “arkadaşına haber ver” özelliği ve tüm ürün sayfalarınıza sosyal medya paylaşım butonları eklediniz mi?
Reklam planınızı yaptınız mı? Bütçenize ve hangi kelimelere odaklanacağınıza karar verdiniz mi?
Kullanacağınız reklam modelleri ve kampanyaları için hazırlığınızı yaptınız mı?
Böl ve Fethet yöntemini devreye aldınız mı? (Geniş kitlelere genel mesajlar vermenin etkinliği çok düşük seviyede. Hele ki Black Friday gibi iletişimin yoğun olduğu bir dönemde.)
Sosyal medya planınızı yaptınız mı? Postlarınız için reklam desteği ayarladınız mı?
E-bülten planınızı yaptınız mı? Alışveriş yapmış müşterilerinizi ve üye olmuş ancak hiç alışveriş yapmamış kitleyi ayırdınız mı? Bunlara verilecek farklı mesajları belirlediniz mi?
Siparişlere özen göstermek için gerekli iş gücünü ayırdınız mı?
Siparişlere şeker, çikolata gibi küçük eklemeler yapmayı değerlendirdiniz mi? (ya da sonraki alışverişlere özel bir indirim gibi sürprizler)
O gün sitenize gelen ancak satın alma yapmayan kitleye yönelik planınızı hazırladınız mı? (Bu kitle sitenize gelenlerin %90’ından fazlasını oluşturuyor.)
Rakiplerinizin e-bültenlerine üye oldunuz mu? Rakiplerinizin sitelerini ve sosyal medya sayfalarını takip ediyor musunuz?
Anahtar kelime kullandığınız reklamların etkinliğini arttırmak için Google Ads sisteminin sunduğu en faydalı araçlardan bir tanesi negatif kelime aracıdır.
Bu araç ile negatif kelime listeleri oluşturup, bunları farklı kampanyalara ekleyerek reklamlarınızın ilgisiz kelime aramalarında gösterilmesini engelleyebilirsiniz. İsterseniz, liste haricinde de her kampanya ya da reklam grubu altına negatif kelime eklemesi yapabilirsiniz.
Etkili bir negatif kelime listesine sahip olursanız, sonuç vermeyen ve performansınızı düşüren kelimelere para ödemekten kurtulursunuz.
Bu durum reklam verimliliğinizi ciddi şekilde yükseltecektir.
Negatif kelime listesi oluştururken, aşağıdaki kelimeleri öncelikli olarak kullanabilirsiniz.
Satışını Yaptığınız Ürünü Satın Alma Amacı Olmayan Kişilere Yönelik Kelimeler
Örneğin, şikayet, müşteri ilişkileri, tamir, servis, bedava, ücretsiz vb. kelimeler ve bunların varyasyonları.
Özellikle beyaz eşya, televizyon, teknoloji ürünleri gibi ürünler satıyorsanız, bu filtreleme hayati öneme sahip olur.
Hedef Kitle İle Uyuşmayan Kişilere Yönelik Kelimeler
Örneğin, erkek giyim markası için takım elbise, gömlek, pantolon vb. kampanyalarda kadın, bayan benzeri kelimeler ve bunların varyasyonları.
Hem kadın, hem erkek ayakkabısı satıyorsanız, her reklam grubunda diğer kitleyi negatif eklemelisiniz.
Ürün Özellikleri İle Uyuşmayan Kelimeler
Örneğin, günlük elbise satıyorsanız abiye, kumaş pantolon satıyorsanız kot, spor ayakkabı satıyorsanız deri benzeri kelimeler ve bunların varyasyonları.
Genel Olarak Konuyla Alakasız Kelimeler
Örneğin, oyun, video, resim benzeri kelimeler ve bunların varyasyonları.
Negatif kelime listenizi hazırlayıp, kampanyalarınıza uygulasanız bile gözden kaçırdığınız kelimeler olabilir.
Bu nedenle, her kampanyanız için Adwords arama terimleri bölümünden tıklamaların gerçekleştiği kelimeleri sürekli kontrol edip, ilgisiz kelimeler ortaya çıktıkça listenize, kampanyalarınıza ve reklam gruplarınıza eklemeniz gerekir.
Temmuz 2015 tarihinde tüm zamanlar içinde açık ara en yüksek aylık seviye olan aylık 5,6 milyar TL seviyesine ulaşarak rekor kıran e-ticaret hacmi, 2015 yılı genelinde geçen seneye göre %32 artış göstererek 55,4 milyar TL seviyesine ulaştı.
2014 yılında bir sene önceye göre %21 artış gerçekleşmişti.
TL Bazlı Artışın Yanı Sıra, Alışveriş İçinde E-ticaretin Payı Da Artıyor!
Enflasyonu göz önüne aldığımızda TL bazlı artışın bir kısmının buradan kaynaklandığını söyleyebiliriz. Ancak toplam alışveriş içinde e-ticaretin payını incelediğimizde burada da önemli artış görüyoruz.
Bankalararası Kart Merkezi (BKM) tarafından açıklanan verileri baz alan ve SM Bilişim tarafından gerçekleştirilen çalışmaya göre, alışveriş amaçlı toplam kredi kartı kullanımı içinde e-ticaretin payı yükseliş gösteriyor.
2014 yılında %9,7 seviyesinde gerçekleşen alışveriş amaçlı toplam kredi kartı kullanımı içinde e-ticaretin payı, 2015 yılında %11,3 seviyesinde gerçekleşti.
Tüketiciler giderek daha fazla oranda e-ticareti tercih ediyor!
SM E-Ticaret Endeksi Tarihi Zirve Seviyesinde.
Sanal Mimarlar tarafından geliştirilen SM E-ticaret Endeksi Türkiye’de e-ticaret hacminin, alışveriş amaçlı kredi kartı kullanımı içindeki payına bakıyor ve bu paydaki aylık artış ve azalışları baz alıp, endeks olarak sunuyor. Bu çerçevede endeks, alışverişlerde e-ticarete yönelim konusunda iyi bir gösterge teşkil ediyor.
Ocak 2005 tarihinde 100 seviyesinden başlayan endeks, 2010 yılında 300 seviyelerine yükselmişti.
Daha sonraki dönemde yükselişini sürdüren endeks, zirvelerini geliştirmeye devam ediyor.
Temmuz 2015 tarihinde 462,79 ile tarihi zirvesini gören endeks, 2015 yılsonunda 449,31 seviyesinden kapandı.
2016 Yılı E-ticaret Hacmi Ne Olabilir?
Mevcut rakamlardaki gelişmeler incelendiğinde, büyüme trendinin devam ettiği gözüküyor. 2016 yılında da bu trendin devam etmemesi için -en azından şu aşamada- bir neden gözükmüyor.
Bu çerçevede, 2016 yılı e-ticaret hacmi için izlenecek ilk seviye, 2015 yılında olduğu gibi %30 büyüme göstereceği tahmini ile 72 milyar TL seviyesi olabilir.
Bu rakamın üzerinde gerçekleşebilecek rakamlar e-ticarete yönelimin daha da hız kazandığını simgeleyecektir.